20 Aralık 2011 Salı

Polonya D tipi vize

İnternetten okuduğum yorumlar vize başvurumun kolay olacağına işaretti. Ama bu kadar da kolay olacağını düşünmemiştim!

Varşova'ya erasmus için gidiyorum. Galiba vize sürecinin bu kadar kolay olmasının sebebi bir program çerçevesinde gidiyor olmam.

Önce konsoloslukta yazanları da dikkate alarak belgeleri toplamaya başladım:
Pasaport+ pasaportun 1,2,3,4 ve son 2 sayfasının(59,60) fotokopisi
Letter of acceptance aslı+ 1 kopyası
Öğrenci belgesi
Seyahat sigortası aslı(geri veriyorlar)+1 kopyası
Erasmusa seçildiğime, hibeli olduğuma ve hibe miktarıma dair yazının aslı
Uçak rezervasyonu
2 adet vize fotoğrafı
1 adet pasaport fotoğrafı

yukarda yazan belgelerin haricinde daha nice belge götürdüm; yok efendim transkript, babamın maaş bordrosu, nüfus kayıt örneği, ikametgah falan filan ama bunların hiçbirine ihtiyaç yokmuş sade yukarıda yazdıklarım vize almak için yeterliymiş.. eksta belgeleri almak bi tarafa bakmadılar bile.

Sonra konsolosluğun internet sitesinden online randevu aldım. Randevu saatin kaç olursa olsun hiç önemi yok; randevu almış olman yeterli.Vize basvuruları sabahdan öğlen 1'e kadar kabul ediliyor. Aldım randevuyu bugüne(20.12.2011-salı), gittim sabah dokuz buçukta konsolosluğa. Konsolosluk maslak'ta İTÜ durağının hemen karşısında Giz-2000 plazanın 4. katında. Plazanın dışında önumde 2 kişi vardı 20 dakika bekledim sonra içeri aldılar içeride de sıradakileri bi 10 dakika bekledim sıra bana geldi; kadın tatlı türkçesiyle sıradan alayım lütfen dedi, dikildim karşısına belgeleriniz lütfen dedi, belgelerim lütfen dedim..

Neyse belgeleri verdim.. kadın uğraştı, damgaladı, imzaladı, sonunda bana bi makbuz uzatıp demesinmi; cuma günü bu makbuzla gelin vizeniz hazır olur! bugün günlerden salı. cuma?... 3 gün sonra olan cuma mı dedim. Evet dedi 3 gün sonra gelin vizeniz hazır olur. Senin türkçene kurban....

Velhasıl eğer tüm belgeleriniz hazırsa Polonya vizesi 3 gün içinde çıkıyor. Tabi ben erasmus için gideceğim için bu da etkili olmuş olabilir.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Paylaşım

Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda Amerika'lı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri konusunda bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmişti. Gözlemleri sırasında dikkatini ilk çeken görüntü, kadınların eşlerinin beş adım gerisinden yürüdükleriydi.

Yıllar sonra aynı gazeteci, bir yazı dizisi için yeniden Kuveyt'e gittiğinde bu kez değişik bir görüntüyle karşılaştı. Kuveyt'te şimdi kadınlar önde yürüyorlar, eşleri ise beş adım arkalarından geliyordu.

Amerikalı bayan gazeteci, Kuveyt'te birkaç yıl içinde meydana gelen bu değişikliğe çok şaşırdı. Ve kadınlardan birine yaklaştı, kendisinin de bir kadın olmasının verdiği coşkuyla, sordu:

"Bu gördüklerim inanılmaz bir gelişme" dedi. "Söyler misiniz lütfen, bu değişikliğin nedeni nedir?"

Kuveyt'li kadın, Amerika'lı gazetecinin yüzüne bir süre dik dik baktı, sonra soruyu tek sözcükle yanıtladı:

- Mayınlar...

8 Aralık 2011 Perşembe

Senaryo denemesi 2/Alo

Alo-Hayati ÇAYCI

Birbirini tanımayan oğlanla kız yönleri birbirine bakar vaziyetteki iki masada oturmuş çay içerler. masalarının arasında bi kaç masa daha vardır. ikiside yalnızdır. ikiside ince belli bardaktan çay içer. ikiside diğerini inceden keser. Başta karşıdakine farkettirmeden yapılan kaçamak bakışlar birazdan alenileşmeye başlar. Birara oğlan çayını yudumlamak için bardağı ağzına götürür yaklaşan bardağa bakmak yerine kıza bakmayı tercih eden oğlan sıcak çaydan bir kaç damlayı üstüne döker.. Kız güler. Oğlan cesaret alır. çayı bırakıp ayağa kalkar.. kızın olduğu masaya doğru yürümeye başlar.. masaya yaklaşmışken kızın telefonu çalar. oğlan henüz masaya ulaşmamıştır. kız telefonunu açar:

-Alo........Ayy Aşkım bende seni çok özlediiim.. Napıyosun?

Oğlan kızı duyacak kadar yakındadır. duyar ve hızını biraz artırıp kızın masasının yanından geçerek dışarıya kapının önüne çıkar..

oğlan kapının önüne çıktıktan sonra:::

1-dışarısı yağmurludur.oğlan kapının önünde 10-15 saniye bekler.Tentenin altında yağmura girmek için hazırlanır. Ekranda yalnız o görünür.

2-oğlan dururken ekran 2 ye bölünür. ekranın solunda kız telefonla konuşur.Bu sırada oğlan yağmurun altına girer ve yürümeye başlar.

3-Oğlan yürür kız telefonla konuşur ve biraz sonra ekran 3'e bölünür. Ekranın en solunda bu kez 6-7 yaşlarında telefonla konuşan sevimli bir kız çocuğu görünür.. ekranın en sağındaki oğlan görüntüden kayboluncaya dek ekran böyle kalır. oğlan görüntüden kayboldumu film biter...

Karakterler:
Oğlan
Kız
Yeğen

Senaryo denemesi 1/Hukuksuz

Hukuksuz/Hayati ÇAYCI

Aliya, Burak, Bala ve İsmail farklı şehirlerden gelmiş farklı bölümlerde okuyan; aynı evde kalan 4 arkadastır.

Burak hukuk öğrencisidir. Herhangi bir toplulukta herhangi bir konunun ucu şayet hakka hukuka dokunuyorsa hemen sözü alır ve
borusunu öttürür.Devamlı hukuk sisteminin eksikliğinden, yanlışlığından dem vurur. Fırsat buldukça arkadaşlarına hukuksal sistemin teknik boşluklarından bahseder durur..(Örnek metin;Burak-6 kişi bi kıza tecavüz etse sonra içlerinden biri kızı ikna edip onunla evlense, evlenenle beraber diğer 5'ininde suçu düşer. Ceza almazlar.. yaa!!Hukuk en bastan, yenıden yazılmalı..Adalete ancak böyle ulaşırız. )


Bir gece aliya gece gec saatlere kadar arkadaslarıyla zaman gecirmiş ve saat 3 sularında eve dönmüştür. evin oldugu sokağa girdiğinde evin kapısı önünde bir karartı dikkatini çeker. Yaklaştığında bunun kapıyı açmaya zorlayan bir hırsız oldugunu anlayan aliya hırsızın üstüne atlayıp onunla boğuşmaya başlar. boğuşma sırasında hırsız kafasını yere vurur ve bayılır. o sırada gürültüyle dışarı koşan ismail ve bala aliyayla birlikte hırsızı eve sürüklerler.o sırada burak ta uyanıp yanlarına gelir. İsmail polisi aramak için telefonuna sarıldığında Burak onu durdurur ve..

Şu anda yasal olarak suçlunun kendileri olduğunu; adamın eve henüz tecavüzde bulunmadığını, darp edilip eve sokulmasıyla iyice başlarının derde gireceğini hukuki terimler kullanarak kendinden emin şekilde arkadaslarına açıklar!! Polis geldiğinde adamın hırsızlık suçunu kabul etmeyeceği aşikardır. bu durumda adam darp edilmiş zorla alıkonulmuş olduğundan, şikayet gerektirmeksizin polis tarafından kamu suçu işledikleri gerekçesiyle arkadaslarının baslarının derde gireceğini düşünen burak arkadaslarını da buna inandırır!..

Burak yapılması gerekenin şimdi baygın haldeki hırsız la anlaşmak oldugunu düşünmektedir.Hırsızın şikayetçi olmaması için onunla anlaşmak zorundadırlar!
Hırsızı bır sandalyeye baglarlar ve uyanmasını beklerken aralarında konusmaya baslarlar. İsmail ve bala durumdan çok rahatsızdırlar ve bu durumun sebebi olarak gördükleri aliyaya adamın hırsız olmayabileceği yönünde imalarda bulunmaya başlarlar.
Aliya kızarak -delimisiniz gördüm diyorum, kapıyı zorluyordu... Ne yapsaydım yani!

Aliya kızarak hırsıza bir tokat patlatır -Kalk ulan!

Hırsız uyandıktan sonra gençler hırsızla anlaşmaya, şikayetçi olmaması için onu ikna etmemeye çalışırlar.Hırsız yarık kafasının acısı ve yakalanmış olmanın ezikliğiyle hiddetlenir ve gençlerle tartışmaya tehditler savurmaya başlar. İsmail bir ara hırsız karşısında ezilip büzülür ve hatta ondan özür dileyerek şikayetçi olmamasını ister böylece olaydan sıyrılmaya çalışır.Fakat hırsız(birçok kez hapse ve nezarete değişik sebeplerle girip çıkmış; pis suratlı, kalıplı, şiveli konuşan ve konuşurken etrafa tükürükler saçan bir adam) gençleri kendisini serbest bırakmaları için tehdit etmeye ve küfürler savurmaya devam eder..

Durum karsısında kendıne hakım olamayan Aliya adama bagırarak yumruk atmaya baslar.bu sırada buz kesılen uclu aliyayı oylece izler.

Biraz sonra aliya yere düşen adamın üstüne abanıp onu boğazlayarak oracıkta öldürür...


Karakterler:
Aliya
Burak
Bala
İsmail
Hırsız

6 Aralık 2011 Salı

Usta iki çay biri açık olsun/Muğayir Muharip

Sen devlet güçlerini Abi sohbetlerinden

ve ikinci el kitablardan tanıyan çocuk...


Ayıp olmuyo mu Böyle şiirlerinde

molotoflar kafaya sıkmalar falan


Sen taksim otobüsüne binerken

sesli selam vermeye utanan çaocuk

o gün tekbir çığlıklarıyla fırlican mı cidden meydanlara ?


Sen miting alanlarında bile

inceden bacılarını kesen çocuk

şimdi 'harbi' harbi' kahrolsun (mu) amerikaya 'ya



SEN CAMI AÇIK UNUTSA BAŞI AĞRIYAN ÇOCUK

DEVRİM DEYİPTE GÜLDÜRME LAN BENİ...!!!

Merhaba-Güven Adıgüzel

Gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
starbaksları kundaklayalım istersen!
yeşilay derneği başkanından ateş isteyelim sigaralarımıza,
kahveden adam toplayalım apar topar bir akşam aniden,
gökyüzündeki tabelaları değiştirelim.
gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
emperyalistlere küfredelim istersen,
kapitalistlere nasihat edelim,
modernistleri en yakın hastaneye sevk edelim.
doğayı sevip, yeşili koruyan bir çocuğa çok masallar anlatalım sonra…

gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
bir gece tüm duvarlara -belki bir gün yeniden- yazalım.
kaşhuş’tan şarkılar patlatalım ve tüm liberalleri vuralım sonra…
gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
dianar’dan ala dergisi alalım;
sen o neo-müminelere uyma sevgilim,
gel polemiğe girelim tüm gücümüzle ekmeğimizi çalanlarla,
kudüs’ü özlerken çaresiz,
ceket değil kafa tutalım bu akşam…

10 numara anarşistiz işte güzelim!
bu dramatik finalin son kaybedeni ya da
bu faça dağılmaz sen bana bakarsan
sen bana bakarsan ben devletten maaş alırım
devlet sponsordur bu aşka,
sen bana bakma

bir romantik gibi ölelim ama mutlaka;
aleyküm selam, haydi bir bardak daha.
köpekler yesin ciğerini ey dünya!

4 Aralık 2011 Pazar

BÖLGE/stalker

Neydi o? Bir göktaşı mı?

Yoksa kozmik uçurumun sakinlerinden bir ziyaret mi?

Öyle ya da böyle küçük ülkemiz bir mucizenin doğuşunu gördü;"Bölge".

Oraya derhal birlikler gönderdik.

Geri dönmediler.

Sonra polis kordonuyla Bölge'yi kuşattık.

Belki de yapılması gereken en doğru şey buydu.

Nobel Ödüllü Profesör Wallace'ın bir söyleşisinden.

http://www.imdb.com/title/tt0079944/