3 Ağustos 2014 Pazar

Anam ağlar için için

Anam ağlar için için 
Ben bilirim kimin için 
Yansım anam ile babam 
Benim bu gençliğim için 

Penceresi kara perde 
Yeni düştüm ben bu derde 
Gençliğime doyamadan 
Nasıl yatmam kara yerde 

Penceremden kar geliyor 
Dünya bana dar geliyor 
Açtım baktım yorganımı 
Yiğidim de can veriyor

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Denizli Çardak Havalimanına Ulaşım

Çardak havalimanı Denizli merkeze 65 km uzaklıkta şehrin doğusunda kalıyor.

Denizli otogarından ve şehir merkezinden havalimanına servis kalkıyor. Servis ücreti kişi başı 10 TL.

Servis Şoförü Mehmet bey'in (memedaabi) numarası : 0 535 728 35 82.

Pegasus Denizli-İstanbul 21:15 uçağı için: 
-19:15'de Merkez de Denizli il halk kütüphanesinin yanından kalkıyor.
-19:20'de Otogarı yanındaki otelden geçiyor.

Çardak havalimanı telefonu ise 0 258 846 11 39.

14 Temmuz 2014 Pazartesi

2014 Mayıs - Dış Ticaret İstatistikleri



Tabloda görüldüğü üzere;
2014 yılı mayıs ayı içinde ihracat tutarımız 13 milyar 750 milyon 442 bin Amerikan Doları olarak gerçekleşti.

2013-Mayıs ihracat tutarı: 13.277.209 idi.
2014-Mayıs İhracat tutarı: 13.750.442

Yani ihracat tutarımız geçen yılın aynı ayına göre %3,6 artmış oldu.

2013-Mayıs ithalat tutarı:23.245.301 idi.
2014-Mayıs ithalat tutarı:20.858.810

Yani ithalat tutarımız geçen yılın aynı ayına göre %10,3 azalmış oldu.

Bu ay, geçen yılın aynı ayına göre ihracatın artmış olması ve ithalatın azalmış olması karşılama oranını geçen yılın aynı ayına göre artırmıştır.

Karşılama Oranı = İhracat Tutarı / İthalat Tutarı
2014 yılı mayıs ayı Karşılama Oranı = 13.750.442 / 20.858.810 >> %65,9

13 Temmuz 2014 Pazar

Stok Yönetimi / Stok Maliyeti Minimizasyonu Defter Notu




Defter notunun tamamına şurdan ulaşın:
https://drive.google.com/file/d/0BzywzC-mGFzgR3ZDcnlxM1BJTjA/edit?usp=sharing

Tags: Stok maliyeti minimizasyonu, Ekonomik Sipariş Miktarı Modeli, Economic Order Quantity Model, Sipariş Miktarı, Sipariş Noktası, Ortalama Stok

2014 Haziran-Enflasyon

Tuik 2014 Haziran ayının Tüfe rakamlarını yayınladı.
Haziran ayı endeksi de dahil 2005'den bugüne oluşan aylık endeksleri gösteren tablo ise şu görünümü aldı;




Haziran endeksi 242.07 olarak gerçekleşti. Mayıs ayı endeksi 241.32 idi. Buna göre endeks geçen aya göre %0.31 artmış oldu. 
2013 yılı Haziran ayı endeksi 221.75 idi. 2014 Haziran ise 242.07 olarak gerçekleşti. Yani Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre%9.16 artmış oldu.

Yani 2014 yılı Haziran ayı enflasyonu %9.16 olarak gerçekleşti. 
2005 den bu güne yıllık enflasyon oranlarını gösteren tablo ise şu görünümü aldı;


Görüldüğü gibi 2011 yılı Haziran ayı enflasyonu %6.24 idi. 2012 Haziran enflasyonu %8.87, 2013 Haziran enflasyonu ise 8.30 idi. 2014 yılı Haziran ayı enflasyonu ise %9.16 oldu. 

Tüfe rakamlarının hangi ürün gurubunda ne kadar değiştiği hangi bölgelerde ne yönde değişim olduğu Tuik'in haber bülteninde incelenebilir.

Temmuz ayı Tüfe rakamları 4 ağustos 2014 günü açıklanacak.

2 Temmuz 2014 Çarşamba

Faaliyet Kaldıracı ve Finansal Kaldıraç Defter Notu

Hayati Çaycı-Faaliyet Kaldıracı ve Finansal Kaldıraç Defter Notu

Notun tüm sayfaları için dosyanın tamamına şuradan ulaşın:
https://drive.google.com/file/d/0BzywzC-mGFzgUmxqWlY1dFJ4LUU/edit?usp=sharing

Tags: Faaliyet Kaldıracı, Finansal Kaldıraç, Kaldıraçlar

20 Haziran 2014 Cuma

Nema-ye Nazdik (Yakın Plan/Close Up) / Suha Çalkıvik

 Abbas Kiarostami’nin gözbebeği: NEMA-YE NAZDİK (CLOSE-UP) 

Jean-Luc Godard“Sinema D.W. Griffith ile başlar, Kiarostami ile sona erer” derken, Martin Scorsese“O, sinemada sanatsal yaratıcılık düzeyinin doruk noktasıdır” diyerek İranlı usta yönetmene olan hayranlığını dile getirir.

Abbas Kiarostami’nin başyapıtlarından  ‘Nema-ye Nazdik’ (1990) (‘Close-Up’ yani ‘Yakın Plan’), yönetmenin filmografisi içinde ‘gözbebeğim’ diye andığı filmidir. 

Gündelik hayatta gerçek ile kurmacanın içiçe geçmesiyle Kiarostami'nin takıntısını da yakalamış oluruz. Ama bu, bizi hiç rahatsız etmez çünkü şefkatli bir takıntıdır onunki. Yoksul sinema tutkunu Hüseyin Sabzian, zengin yaşlı bir kadınla otobüste tanışır, kendisini MuhsinMahmelbaf (ünlü İranlı yönetmen) olarak tanıtır ve kadın bu ünlü yönetmeni ailesiyle tanıştırmak için evlerine davet eder. Hüseyin, yeni çekeceği filmine para yardımı yapmaları karşılığında aile üyelerinin bu filminde rol alabileceklerine onları ikna eder. Fakat varlıklı Ahankhah ailesi evlerini soyacağından şüphelenerek Hüseyin’i polise ihbar ederler. Hüseyin Sabzian tutuklanır, sorgulama ve mahkeme süreci başlar.

Filmde bu süreç, zekice kotarılmış ince bir anlatımla, olayda adı geçen gerçek kişiler de (SabzianAhankhah ailesi, hırslı gazete muhabiri, yönetmen Mahmelbaf ve Kiarostami’nin kendisi) ‘rol alarak’ belgesel havasında yeniden canlandırılır. Hatta dava sürecine bizzat katılmak için yargı organlarına başvuran Kiarostami’ye izin verilir ve sorgulama sahnelerinde yönetmeni de görürüz. Sabzian’ın bir suçlu mu yoksa bir akıl hastası mı olduğunu kendi içimizde tartışırken, Kiarostami bizi öykünün daha da derin noktalarına yöneltir. 

Öykü, başlarda saçma sapan görünse de sinema sanatına tutkuyla bağlı bu yoksul adamın, toplum içinde daha çok saygınlık kazanmak ve kendini daha değerli hissetmek için bu maceraya atıldığını hissetmeye başlarız. Yönetmen bizi sürekli, ‘aslında gerçek dediğimiz şey nedir?’ ‘kurmaca olanla gerçek olan nasıl ayırt edilir?’ sorgulamasına yöneltir. Gerçek duruşma çekimlerinde mahkeme salonuna kurulan iki kamera sayesinde, geniş açılı mercekle bir yandan mahkemenin genelini izlerken, öte yandan yakın plan çekimlerle de davanın psikolojik gerçeğinin derinliklerini yakalamamız sağlanmıştır. Sabzian’ın savunmasını yaparken heyecan içinde söylediği “bana dışarıdan baktığınızda sahtekar, dolandırıcı diyebilirsiniz ama aslında böyle biri değilim” cümlesinin onun yüreğinden çıktığını hissederiz.

Abbas Kiarostami, sıradan insanın içindeki saf güzellik ve iyilik duygularına tercüman olur bu filminde. Sinema sanatının tüm olanaklarını insana özgü değerlerin emrine verir. Onun sinemasında, insancıl bir yürek, sıcaklık, ferahlık veren bir sessizlik ve en önemlisi düşler egemendir. O yüzden 1990’ların en önemli sinemacısı olarak gösterilir.  

1997’de Cannes’da Altın Palmiye’yi kazandığı Taste of Cherry-Kirazın Tadı’nda da görürüz onun düş zenginliğini, 1999’da Venedik’te ödüllere boğulan The Wind Will  Carry Us-Rüzgar Bizi Sürükleyecek’ filminde de. Sahi, Abbas Bey ne demişti düşlerimize dair?  

"Hayal etmek belki de yaşamın en önemli unsuru. Hatta görmekten bile önemli. ‘Hayal etmek’ ve ‘görmek’ arasında tercih yapmak zorunda kalsaydım, hiç kuşkusuz hayal etmeyi seçerdim. Hayal gücü ve düşlerin, körlüğü daha katlanılabilir bir hale getirdiğine inanıyorum. Hayaller olmadan yaşamak zor olurdu. Öyleyse varolsun hayaller! İnsanın hayallerine erişmenin bir yolu olan sinema, işte kesinlikle bu nedenden dolayı takdiri hakeder... Kameranın ardında olanların çok daha olağanüstü, çok daha gerçek ve yaşama çok daha yakın olduğunu düşünüyorum."  

Meraklısına:
Columbia Üniversitesi’nden Prof. Hamid Dabaşi’nin ‘Close-upIranian CinemaPastPresentFuture’ (2001) adlı kapsamlı çalışması, 2004’te Agora Kitaplığı tarafından ‘İran Sineması’ adıyla yayımlanmıştı. Bu yayındaki titiz tercüme sayesinde, yönetmenin batı kaynaklarında Kiarostami olarak yazılan soyadını Kiyârüstemî şeklinde de okumamız  gerektiğini öğrendik.

(Bu yazı, CNBC-e Dergi’nin  Mart 2006 sayısında yayımlanmıştır.)
Suha Çalkıvik

http://web.itu.edu.tr/calkivik/nema.htm